Doğduğumuz andan itibaren  ilk soluk alıp verişimizle birlikte koklama, dokunma, görme, işitme , anne sütü ile  birlikte  tat alma da katılarak bütün duyu organlarımız  tam mesai çalışmaya başlar. Bebek acıktığında içinden gelen uyarıları fark eder, ağladığında anne kucağına alındığında , karnı doyurulduğunda onu rahatsız eden uyarıları nasıl düzenleyebileceğini öğrenmeye başlar. Böylece hayatımızın her anında dünyadaki olayları, nesneleri çeşitli duyusal sistemlerimiz ile  (görme, işitme, dokunma, koklama, tat alma ) algılamaya, deneyimlemeye ve farkında olmaya başlarız.

  Bu sebepledir ki yaşadığımız duyusal deneyimler olaylara ve nesnelere karşı bizim davranışlarımızı belirler. Aynı zamanda duygu ve düşüncelerimizin organizasyonuna veya düzenlenmesine katkıda bulunurlar.

  Dünya’daki nerdeyse bildiğimiz her şey bizim gördüklerimiz, işittiğimiz, dokunduğumuz, tattığımız, kokladığımız şeylerin algılanması ve yorumlanması , fikir yürütülmesi sayesinde oluşur.  Eğer bizim görme ile, işitme ile, dokunma ile, koklama ile, tat ile ilgili deneyimlerimiz  yetersiz kalıyorsa yada beyin düzeyinde işlenmesinde ,düzenlenmesinde  sorun varsa dış dünyadaki olaylara farkındalılığımız azalır. Duyusal bütünleme eksikliğinden , duyusal bütünleme bozukluğundan bahsetmeye başlarız.

    Duyusal bütünleme metodu  çocuğun kendi içinden gelen uyaranlarla  ( acıkma, ağrı eklemlerin durumu ,pozisyonu ),dış dünyadan gelen uyaranların farkında olmasını ve gelen bu uyaranların düzenlenmesine, doğru bir şekilde kullanılmasını  sağlayan  yollardan biridir.

   Duyusal bütünleme, kişinin kendi vücudundan ve çevresinden gelen duyusal uyaranları organize eden ve vücudunu çevresiyle uyumlu kullanmayı mümkün kılan bir metot dur. Bu metot da, çocuğun ihtiyacı olan duyusal, nöromuskuler, kognitif ve sosyal uyaranlar oyun ortamı ile (çocuğun eğlenmesi için tasarlanmış ve hedefler doğrultusunda planlanmış bir ortam) sağlanmaya çalışılır.  Böylece çocuğun bilişsel kapasitesi ve farkındalık seviyesi arttırılarak çocuğun kendi potansiyelinin en üst noktası hedeflenir. Farkındalığı arttırmak, gelen uyaranları düzenlenip uygun bir şekilde işlenmesini ve uygun cevabın açığa çıkmasını sağlamak için taktil sistem ( dokunma ), vestibüler sistem (denge ) ve proprioseptif sistem ( derin duyu ) dediğimiz sistemler kullanılır.

© Copyright 2015. Powered by Ses